13 Aralık 2012 Perşembe

sevgi dolabı


 
Düşünün ki önünüzde bir dolap var. Bu dolapta 4 bölüm var. Her bölümde kutular. Bu kutuların içinde sevginiz ve nefretiniz var.
En üst bölümdeki kutularda ‘en çok sevdiklerinizi’ saklıyorsunuz.
İkinci bölümde "Seviyorum ama fazla da güvenmiyorum" dediklerinizi.
Üçüncü bölümde "herkes gibi biri benim için" dediklerinizi.
ve
En altta da "nefret ediyorum veya kesinlikle güvenmiyorum" diye adlandırdıklarınızı.
Buraya kadar her şey tamam.
Asıl sorgu şimdi başlıyor. Siz hiç en üst bölüme koyduğunuz birisini, bir tek söz yüzünden, en alt bölümdeki kutulara kattınız mı?
Değerinden fazla değer verdiniz mi birine? Ya nefret ediyorum dediğiniz birini zaman ile sevdiniz mi? Siz hiç yanıldınız mı? Utandınız mı o bir zamanlar arkasından attığınız kişinin şuanda en yakın dostunuz olduğu için? Hiç itiraf ettiniz mi "seni hiç sevmezdim" diye?
Ya da hiç kızdınız mı "ne de çok güvenirdim sana" diye.
İnsan hiç ‘bir söz’ ile en sevdiğini en nefret ettiği kişilerin arasına katabilirimi? Doğru mu? Bir zamanlar göklere çıkarttığınızı yerin dibine atmak olur mu? Yakışır mı size? ALLAH c.c. razı gelir mi?
Hâlbuki bir zamanlar aranızdan su sızmazdı. Yeri gelir ekmeği bile paylaşırdınız, kaldı ki düşünceleriniz, duygularınız. Bu kadar çok şeyi paylaştığın birini tanımamazlıktan gelebilir misin?

Sizlere bir tavsiye…
Hiç bir zaman ilk gördüğünüz birini ‘sevmedim’ diyerek, dolabınızdaki en alt bölümdeki kutulara atmayın. Zaman tanıyın,sabredin.. Gerekirse kutulara kaldırmayın, dolabın önünde bekletin. Zamanı geldiğinde o kişi zaten dolabında bir bölümü kendi seçecektir. Aynı şekilde, ilk gördüğünüz birine ‘sanki 10 yıldır tanıyorum’ diyerek, en üst bölüm’e kaldırıp, yere göğe sığdırmayın. Arkadaşlık, dostluk ve en önemlisi sevgi zaman ister. Senin haberin olmadan o dolabında kendine yer bulacaktır. Yeter ki siz sabredin ve dolabınızı geniş tutun..
Dolabınızın en üst bölümündeki kutuları ASLA atmayın. Değerli bir hazine gibi saklayın. En alt kattakileri de her hafta çöpe boşaltın. Göreceksiniz, gün gelecek dolabınız sadece ‘SEVDİKLERİNİZ’ ile dolacaktır.
İşte o zaman gerçek mutluluğu bulacaksınızdır…

Bir şey daha.
Bu dolap herkeste vardır.
O sizin sevginizi barındırdığınız KALBİNİZDİR.

9 Aralık 2012 Pazar

 
 
Hani, diyorum da, insanın gercekten mükemmel bir dostu olsa…
“Ona”, söyle, içine sindire-sindire, kocaman bir sarılsa…
Yüreklilikle söylediğiniz… ” Canım benim!.. dediğiniz…
Telefonda bile saatlerce konuştuğunuz, sıcacık biri…
Cesur, sempatik, azimli, kararlı…
Arayan, soran, ”Seni özlüyorum” diyen biri.
Böyle bir canlı ile her şeyi konuşabilir, paylaşabilirsiniz.
Yanıltmaz!

Anlayışla karşılar her şeyi…
Hataları, günahları-sevapları, her bir şeyi konuşabilirsiniz onunla…
Bir arayış içinde olmanıza gerek yoktur.
O kendiliğinden çıka gelir zaten.
Bir gün bakarsınız, kapınızda…
Bir da bakmışsınız sımsıcak sohbetler, derin konular, sırlar, paylaşımlar… Kimseye söyleyemediğinizi, en yakınınıza anlatamadığınızı, geçmişteki İzleri, geleceğe dairlerinizi, sadece ona anlatır olursunuz.

Kadın, erkek farketmez.
Bir dost bulun! Ama gerçek olsun.
Aradığınızda işinizi değil, sizi soran…
Kötü gününüzde ev sahibi, iyi gününüzde kıracınız olsun.
Anlatsın, konuşsun, açık-seçik, korkmadan yaşasın. Güvensin!
Cinsiyeti olmasın! Bir kartal kadar haşin, bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun.
Doğrulari söylesin. Gözleriyle ve kalpten konuşsun.

Yaşasın!
Doya doya yaşasın, doya doya yaşatsın.
Beyninden değil, yüreğinden versin.
”Olsun varsın! paylaşırım.” desin.
Bir dostunuz olsun.
Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın...
Dost olsun!
Ama…
Gerçek bir dost..

Can Dündar

6 Aralık 2012 Perşembe

buda bu geceye özel olsun:)))

insan olmanın olmazsa olmaz kuralları

1.BİR VÜCUT SAHİBİ OLACAKSINIZ
  Sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz. Ama hayatınızın sonuna kadar, o sizinle olacak.

2.DERSLER ÖĞRENECEKSİNİZ
 Resmi olmayan ama her gün tam zamanlı katılmanız gereken bir …
okul var: Hayat. Bu okulda hergün yeni birşeyler öğrenme şansınız var. Öğrendiğiniz dersi sevebilirsiniz ya da alakasız veya aptalca bulabilirsiniz.

3.HATALAR YOKTUR, DERSLER VARDIR
  Büyüme, olgunlaşma devamlı bir deneme yanılma ve deney sürecidir. “Başarısız” olan deneyler de, çok başarılı olan deneyler gibi sürecin bir parçasıdır.

4.BİR DERS ÖĞRENİLENE KADAR TEKRAR EDİLİR
   Bir ders çeşitli şekillerde ve siz öğrenene kadar tekrar tekrar önünüze gelecektir. Ancak öğrenince yeni derse geçilir.

5.ÖĞRENİLECEK DERSLER TÜKENMEZ
  Hep yeni bir şey vardır öğrenilecek ve siz yaşadıkça da devam eder. Bir gün gelecek bitecek diye birşey yok.

6.ŞİMDİ BURADAKİNDEN DAHA İYİ BİRŞEY YOK
  Komşunun tavuğunu kaz görebilirsiniz. Hep kazın peşinde koşabilirsiniz ama her yer böyle yeni yeni kazlarla dolu. Bu sizi mutluluğa götürmez.

7.DİĞERLERİ SİZİN AYNADAKİ BİR YANSIMANIZDIR
   Birini sevmeniz ya da nefret etmeniz, ancak sizdeki sevdiğiniz ya da nefret ettiğiniz birşeyi yansıtmasıyla mümkün olabilir.

8.HAYATINIZLA NE YAPACAĞINIZ TAMAMEN SİZİN ELİNİZDEDİR
   Bütün araç ve kaynaklar size verilmiş, onlarla ne yapacağınız tamamen size kalmış. Seçim sizin. Şikayet mi edersiniz, şükür mü? Düşünce ayağa kalkar mısınız, düştüğünüz yerde çakılıp kalır mısınız? Hepsi size kalmış.

9.TÜM YANITLAR SİZDE
   Yeter ki siz kendinize sormaya ve dinlemeye hazır olun.

10.TÜM BUNLARI UNUTMA EĞİLİMİNDE OLACAKSINIZ
   Bu da insan olmanın bir özelliği değil mi:)

5 Aralık 2012 Çarşamba

Öğrendik ki...

Öğrendik ki… Bir tek insanin sana “iyi ki varsın” demesi, varoldugumuz için mutlu olmamızı sağlar.

Öğrendik ki… Aşık olduğunda ne yaparsan ondan gizleyemiyoruz.

Öğrendik ki… Kibar olmak haklı olmaktan çok daha önemli...

Öğrendik ki… Bir çocuğun bize uzattığı hediyeyi geri çevirmemeliyiz.

Öğrendik ki… Bir insana yârdim etmemizin hiç yolu yoksa ona en azından dualarımızı göndermeliyiz.

Öğrendik ki… Hayat şartları bizi ne kadar ciddi görünmeye zorlasa da herkes çılgınlıklarını paylaşacak birini arıyor…

Öğrendik ki… Bazen bir insanin tek ihtiyacı olan tutunacak bir el ve kendisini anlayacak bir yürektir

Öğrendik ki… ALLAH ’a biz istemeden bize verdiği hersek için şükretmeliyiz

Öğrendik ki… Parayla “klas insan” olunmuyor

Öğrendik ki… Gün içinde basımıza gelen küçücük şeyler gün sonunda koca bir mutluluk hissettiriyor.

Öğrendik ki… Kabuklarımızı kırdığınızda içeriden sevilmek ve önemsenmek isteyen biri çıkıyor.

Öğrendik ki… Tanrı gördüğümüz herzeyi bir günde yapmadığına Gore biz hiç yapamayız.

Öğrendik ki… İnkar edip içimizde sakladığımız şeyler gerçekliğinden birşey kaybetmiyor.

Öğrendik ki… Biriyle dalaştığımızda tek başardığımız onun bize daha çok zarar vermesini sağlamak.

Öğrendik ki… Her yarayı saran zaman değil sevgidir.

Öğrendik ki… Olgunlaşmanın en kısa yolu bizden daha zeki insanlardan cevre edinmektir.

Öğrendik ki… Karsılaştığımız herkes gülümsememizi hak eder.

Öğrendik ki… Hiç kimse mükemmel değildir.. Birine aşık olduğumuz ana kadar.

Öğrendik ki… Hayat zorludur ama biz daha zorluyuz.

Öğrendik ki… Fırsatlar asla yok olmaz. Bizim kaçırdıklarımızı daima yakalayan biri daima olacaktır.

Öğrendik ki… En büyük pişmanlık, birine son bir kez “seni seviyorum” diyememis olmaktır.

Öğrendik ki… Yumuşak kelimeler kullanmak, onları yutmamız gerektiğinde isimizi kolaylaştıracaktır.

Öğrendik ki… Bir gülümseme, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yontemidir

Öğrendik ki.. Nasıl hissedeceğimizi kontrol edemesek de o hislerle nasıl basa çıkacağımızı kontrol edebiliriz.

Öğrendik ki… Hepimiz zirvede olmak isteriz ama asil keyif oraya tırmanırken yasadıklarımızdadır.

Öğrendik ki… En iyi tavsiye iki durumda verilir: 1- istendiğinde, 2-Ortada hayati bir konu olduğunda.

Öğrendik ki… Zamanımız ne kadar azsa yapacak isler o kadar çoktur.

Öğrendik ki. Zaman alışmayı öğretir, ama unutmayı asla….!
Öğrendik ki… Bir tek insanin sana “iyi ki varsın” demesi, varoldugumuz için mutlu olmamızı sağlar.

Öğrendik ki… Aşık olduğunda ne yaparsan ondan gizleyemiyoruz.

Öğrendik ki… Kibar olmak haklı olmaktan çok daha önemli.

Öğrendik ki… Bir çocuğun bize uzattığı hediyeyi geri çevirmemeliyiz.

Öğrendik ki… Bir insana yârdim etmemizin hiç yolu yoksa ona en azından dualarımızı göndermeliyiz.

Öğrendik ki… Hayat şartları bizi ne kadar ciddi görünmeye zorlasa da herkes çılgınlıklarını paylaşacak birini arıyor…

Öğrendik ki… Bazen bir insanin tek ihtiyacı olan tutunacak bir el ve kendisini anlayacak bir yürektir

Öğrendik ki… ALLAH ’a biz istemeden bize verdiği hersek için şükretmeliyiz

Öğrendik ki… Parayla “klas insan” olunmuyor

Öğrendik ki… Gün içinde basımıza gelen küçücük şeyler gün sonunda koca bir mutluluk hissettiriyor.

Öğrendik ki… Kabuklarımızı kırdığınızda içeriden sevilmek ve önemsenmek isteyen biri çıkıyor.

Öğrendik ki… Tanrı gördüğümüz herzeyi bir günde yapmadığına Gore biz hiç yapamayız.

Öğrendik ki… İnkar edip içimizde sakladığımız şeyler gerçekliğinden birşey kaybetmiyor.

Öğrendik ki… Biriyle dalaştığımızda tek başardığımız onun bize daha çok zarar vermesini sağlamak.

Öğrendik ki… Her yarayı saran zaman değil sevgidir.

Öğrendik ki… Olgunlaşmanın en kısa yolu bizden daha zeki insanlardan cevre edinmektir.

Öğrendik ki… Karsılaştığımız herkes gülümsememizi hak eder.

Öğrendik ki… Hiç kimse mükemmel değildir.. Birine aşık olduğumuz ana kadar.

Öğrendik ki… Hayat zorludur ama biz daha zorluyuz.

Öğrendik ki… Fırsatlar asla yok olmaz. Bizim kaçırdıklarımızı daima yakalayan biri daima olacaktır.

Öğrendik ki… En büyük pişmanlık, birine son bir kez “seni seviyorum” diyememis olmaktır.

Öğrendik ki… Yumuşak kelimeler kullanmak, onları yutmamız gerektiğinde isimizi kolaylaştıracaktır.

Öğrendik ki… Bir gülümseme, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yontemidir

Öğrendik ki.. Nasıl hissedeceğimizi kontrol edemesek de o hislerle nasıl basa çıkacağımızı kontrol edebiliriz.

Öğrendik ki… Hepimiz zirvede olmak isteriz ama asil keyif oraya tırmanırken yasadıklarımızdadır.

Öğrendik ki… En iyi tavsiye iki durumda verilir: 1- istendiğinde, 2-Ortada hayati bir konu olduğunda.

Öğrendik ki… Zamanımız ne kadar azsa yapacak isler o kadar çoktur.

Öğrendik ki. Zaman alışmayı öğretir, ama unutmayı asla….!

4 Aralık 2012 Salı

Bir kadın


 
 
Bir kadın çocuktur aslında..
Çocuk gibi davranmayı sever.
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
ama asla onu bir Çocuk olarak görmeyeceksiniz.

Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler.
Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.

Bir kadın sevgilidir aslında.
İçinde her zaman sevgiyi taşır.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.

Bir kadın yalnızdır aslında.
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sığınağıdır.
O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabileceğini erkek aklI hayal bile edemez.
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.

Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup
içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz...


Can DÜNDAR

3 Aralık 2012 Pazartesi

Bilmelisin ki …

Bilmelisin ki…
Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.

Bilmelisin ki …
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
anlam yükü o kadar azalır.

Bilmelisin ki …
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında
çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

Bilmelisin ki …
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!

Bilmelisin ki …
Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Bilmelisin ki …
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,sevgi ve güven
öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil

Bilmelisin ki …
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da
ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.

Bilmelisin ki …
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Bilmelisin ki …
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin
için dönmesini durdurmuyor.

Bilmelisin ki …
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz

Bilmelisin ki …
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini
sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri
anlamına gelmez.

Bilmelisin ki …
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Bilmelisin ki …
sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar
sürüyor.

Can Yücel